Bize çok doğal gelen hakların zamanında büyük bir dirençle karşılaştığı ve uzun mücadelelerle elde edildiğinin çoğu zaman farkında değilizdir. Doğum kontrolü hakkı için de uzun yıllar uğraşıldığı ve hatta hapis yatıldığını anlamak zor geliyor. Bugün bu haklar çok daha genişletilmiş durumda.

Üreme Hakları ve Cinsel Haklar Bildirgesi’ne göre,

“Uluslararası Aile Planlaması Federasyonu’nun (IPPF)” 1995’te kabul ettiği Üreme Hakları ve Cinsel Haklar Bildirgesi’ne göre (Madde 8); tüm kadınların, üreme sağlığının korunması, güvenli anneliğin sağlanması ve gebeliğin güvenli sonlandırılması için gereken ve tüm kullanıcılar için ulaşılabilir, kabul edilebilir, kullanışlı ve ödeyebilecekleri bir bedel karşılığında bilgi, eğitim ve hizmetlere ulaşma hakkı vardır. Tüm bireyler güvenli, etkili ve kabul edilebilir doğurganlığı düzenleme yöntemlerinden olabildiğince çoğuna ulaşabilme hakkına sahiptir.”

Türkiye’de bireylerin istedikleri zaman ve istedikleri sayıda çocuk sahibi olmaları 1963 yılında, kürtaj ise ancak 1983’te yasallaşmıştır.
20 yy başlarında bu haklara şiddetle karşı çıkılıyordu. Amerika’da bir kadın, Margaret Higgins Sanger hayatının 50 yılını doğum kontrolünü geliştirmeye adadı. Margaret, modern doğum kontrolü hareketinin lideri, üreme hakları ikonu iken öte yandan ırk güzelleştirme (öjenik) düşünceleri nedeniyle çok tartışmalı bir figürdür. Margaret Higgins Sanger, Amerikan Doğum Kontrolü Ligini kurdu, doğum kontrolü terimini ilk o kullandı. Kadınların ne zaman ve nasıl çocuk taşıyacakları konusunda hak sahibi olmaları gerekliliğini savundu. Kapitalizmi çalışanların kötü koşullarından sorumlu tutuyordu. Sosyalist ve ateistti. Hristiyan dini liderlerini kadınların ilgilerine duyarsız olmak ve onları karartmakla suçladı.

Margaret, 14 Eylül 1879’da New York’ta dindar Katolik bir anne ile sufrajetleri destekleyen sosyalist aktivist bir babanın 6. çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi 11’ini doğurduğu , 18 hamilelik yaşadı. Babasının düşünceleri kadar annesini verem ve rahim kanseri nedeniyle kaybetmesi onu derinden etkiledi. Yaşamının ilk dönemlerinde ev işleri ve küçük kardeşlerinin bakımı ile ilgilendi. Kızkardeşlerinin desteğiyle 2 sene Claverack Koleji’ne gitti. Desteğin kesilmesiyle eve dönen Margaret hemşirelik programına yazıldı. 1902’de mimar William Sanger ile evlendi. 1903’te ilk çocuğu Stuart’ı doğurdu. 1912’e “Her Kızın Bilmesi Gerekenler” başlığı altında New York Call’da yazmaya başladı. Aile Sınırlamaları broşürünü dağıtması nedeniyle müstehcenlik yasasına karşı gelmekten defalarca hapis riskini göze aldı. 1913’te kocasından ayrıldı.

Kadın İsyancı adında 8 sayfalık aylık bir dergi çıkardı. Bu dergi “Ne Tanrılar Ne Efendiler, her kadın kayıtsız şartsız kendi bedenin sahibidir” sloganı ile doğum kontrolünün gelişmesine yardımcı olmayı hedefliyordu ve ilk kez “doğum kontrol” terimini kullandı. 1914’te müstehcenlik yasası nedeniyle suçlandı, kefaletle serbest kalınca İngiltere’ye “Bertha Watson” adı ile kaçtı.1915’de Amerika’ya geri döndü. 1916’da Brooklyn’de Amerika’da ilk olan Aile Planlama ve Doğum Kontrol Kliniği’ni açtı. Klinik 9 gün sonra polisler tarafından basıldı. Margaret 30 gün hapiste kaldı. 1918 yılında mahkeme doktorların doğum kontrolü bilgilendirmesi yapmalarına izin verdi. 1916’da daha sonraları mavi kitap olarak geniş kesimlere dağıtılacak olan “Her Kızın Bilmesi Gerekenler”i yayınladı. Bu kitapta mensturasyon ve ergen cinselliği konuları yer alıyordu. Bunu 1917’de “Her Annenin Bilmesi Gerekenler” izledi. Sosyalist Parti’nin yayını Call’un sağlık köşesinde doğum kontrolle ilgili makaleler yayınladı. Lothrop Stoddard ve C.C.Little ile 1921’de Amerikan Doğum Kontrol ligini kurdu. Japonya’ya yolculuklar yaptı, burada Japon feminist “Kato Shidzue” ile çalıştı. Bu yıllarda ikinci kez evlendi.

1923’te ilk yasal doğum kontrol kliniği olan Klinik Araştırma Bürosu’nu kurdu. 1927’de Dünya Popülasyon konferansının örgütlenmesini yardım etti. 1921-1926 arası milyonun üzerinden doğum kontrol bilgisi isteyen anneden mektup aldı. Çok çeşitli yerlerde ve çeşitli kesimlere konuşmalar yaptı. Salonlarda, kiliselerde, kadın klüplerinde, evlerde, tiyatrolarda, pamuk işçilerine, din adamlarına, liberallere, sosyalistlere, hayırsever kadınlara dersler verdi. Hatta New Jersey’de Ku Kax Klan’ın kadın yardımcılarına bile konuşma yaptı.

1952-59 yılları arasında Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu’na başkanlık etti. 1960’larda yeni çıkan doğum kontrol haplarının kullanımına katkıda bulundu. Avrupa, Afrika ve Asya’ya dersler vermek ve kliniklerin kurulmasına yardım etmek için yolculuklar yaptı. 1966’da Toskana’da 87 yaşında öldü. Evli çiftlerin doğum kontrolünün yasallaşmasında bir kaç ay geçmişti.

Margaret Higgins Sanger, doğum kontrolünün seksin yan etkilerini azaltarak erkek ve kadınların seksten özgürce zevk almalarını sağlayacağını düşünüyordu. Aynı zamanda doğum kontrolünün öjenik amaçlara hizmet edeceğini düşünüyordu. Öte yandan bunun devlet eliyle değil bireylerin seçimiyle mümkün olacağını savunuyordu.

Düşüncelerinde ırkçı etkiler olmasına rağmen, azınlıklarla çalışmalar yapması dolayı dönemin sivil haklar hareketinin liderlerinin saygısını kazanmıştı. Harlem’de zenci kadınlarla çalışmalar yapmıştı.

“Doğum kontrol kampanyası öjenik değerde değildir , fakat pratik olarak öjenin son amaçları ile paraleldir.. Kendi üremeleri ile ilgili yeterli bilgiye sahip olduklarında hangi çocuğu dünyaya getireceklerine en iyi kararı kadınlar verebilirler. Dahası kadınlar bir çocuk taşıyıp taşımayacaklarına, anne olup olmayacaklarına ve anne olmaya karar verirlerse kaç çocuk taşıyacaklarına diğer tüm koşullardan ayrı olarak karar verme hakkına sahiptirler.”

Beyhan Tayat (Endüstri Mühendisi)

Kaynaklar
1) http://en.wikipedia.org/wiki/Margaret_Sanger
2) http://bilkent.edu.tr/~bilheal/uremesagligi/uremehaklari.html
3) http://www.tapd.org.tr/

 

Konu hakkında yorumunuzu yazın...